SALGIN/MİMARİ
İnsan, yaşamını sürdürdüğü, davranış biçimlerini sergilediği ve kendini çevreden izin verdiği ölçüde ayıran veya birleştiren yaşam alanlarını tayin ettiği boşluk içerisinde varlığını sürdürür. Sınırların algılanabildiği bir uzay parçasından/mekandan söz ediyoruz.
Korunmak, güvende olmak, kendi özelinde ve genelde eylemlerini sürdürebilmek için mekan tasarlanır ve inşa edilir. Mekanlar bir çok amaç için tasarlanabildiği gibi Eğitim-Öğretimi sürdürebilmek adına da kurgulanmıştır. Eğitim amaçlı mekanlar, insanın geleceğini kurduğu, nitelikli yaşamı algılama biçimlerini geliştirdiği ve temelde güven duygusuna dayalı alanlardır.
İnsanoğlu eğitim öğretime başladığından beri kimi zaman savaşlar, kimi zaman afetler ve hastalıklar bilim yuvalarını sarsmış veya kullanılamaz hale getirmiştir. Bugünlerde ise yaşanan virüs salgını eğitimi kökten etkilemiş, onun mecrasını değiştirmiş ve geçici de olsa yöntemini başkalaştırmıştır.
Korona virüsün tüm yaşam alanlarında olduğu gibi formel ve informel öğrenme mekanlarında saldığı endişe ve ölüm korkusu, yüz yüze eğitime engel olmaktadır. Bundan sonra, eğitim binalarının bu tür salgın ve benzeri durumlara karşı sağlık-mimari ilişkisinde gerçekleştirilmesinin önemi açıktır.
Artık mimari yapılar, sadece doğal felaketlere karşı alınan önlemler üzerine değil aynı zamanda sağlık-mimari ilişkisinde de geleceğe “Yeni Dünya’nın” gereksinimleri üzerine planlanmış yapılara dönüştürebilmesi bir gereksinimdir. Mimari yapıların biçimsel ve işlevsel özellikleri yeni hayat bilgisinde, yeni formlar/biçimlerle tasarım ve planlanmasının yapılacağı görünen bir gerçektir.
H.Murat ÇETİN 2020