Yeni Dünya’ya
Sanatın ilkel toplumlardan bugüne toplumsal işlevi yakalama, onu dönüştürme işlevini belki de en net hissettiğimiz yıl 2020… Etrafımızı aniden kuşatan Covid-19 virüsü ile sarsıldığımız, sanatın ve sanatçının kendi üzerine kapanan bu dünya ile sosyal, ekonomik ve psikolojik anlamda çatışmalarına tanık olduğumuz bir dünyaya gözlerimizi açtık. Yeni bir dünya, bu dünya… Aldous Huxley’in Cesur Yeni Dünya’sındaki gibi teknoloji ve bilim yönünden gelişmiş, ona muhtaç; ancak geleneksel değerlerden vazgeçilmiş bir dünya, Yeni Dünya. Ancak Huxley’in Cesur Yeni Dünya’sının distopik nesnelliğini yaratan da sanattan, edebiyattan, felsefeden, kültürel çeşitlilikten vazgeçilmesiyken bizler, kendi Yeni Dünyamızda zorunlu olarak bazı kültürel değerlerden vazgeçsek bile sanattan asla yüz çevirmeyerek, cesur ve dik durarak sanatı Yeni Dünya’da sürekli yeniden üretime sokmayı amaçlamaktayız.
18.12.2020-20.02.2021 tarihleri arasında gsfsergi.ebyu.edu.tr adresinde erişime açık olacak olan online “Yeni Dünya’ya” sergimiz de tam olarak bu noktadan hareketle oluşturuldu. Birçok eserin yer alacağı disiplinler arası sergimizi, sanatçıların gözlerinden Yeni Dünya’ya bakmak ve bu dünyanın algılanışına yönelik kolektif bir dilin yaratılıp yaratılamayacağını sorgulamak fikriyle bir araya getirdik.
Yeni Dünya algısıyla ürettikleri eserleri istediğimiz sergimiz için, sanatçıların her biri tarafından ayrı ayrı üretilen bireysel imgeler, biraz da distopik bir görünümü olan 2020 dünyasının bağlamını yeniden ele almaktadır. Sanatçılardan Yeni Dünya’ya mesajlarını göndermelerini istediğimiz sergimizde, dilin gücünü imgenin gücü ile birlikte sunmak istediğimizden, eserler ve mesajları birlikte sergilemeyi tercih ettik.
İçinden geçtiğimiz bu zor dönemin hissettirdiği ve düşündürdüğü bazı fikirleri sanatçı mesajları sayesinde eserlerle beraber izleyebilmek alternatifi sunarak, imgenin algısını mesaja indirgemek gibi bir düşüncemiz olmadı. Ancak sergimizin kavramsal çerçevesini Yeni Dünya’ya yönelik algılar ve bu dünyaya söylenmek istenilenlerin ifşası fikrinden çıkardığımız için eser ve mesajın bütünleşik bir okuma ile kendi bağlamlarını bulacağını ümit ediyorum. İmajın ve dilin gücünü beraber ele almak ve aralarında ki bağdan hareket ederek virüsle dönüşmekte olan dünyamıza ilişkin çözümlemeler üretebilmek ilk hedefimiz oldu.
Teknolojinin de etrafımızı kuşatan ve belki de görmezden geldiğimiz gerçeğiyle bir kez daha Yeni Dünya’da yüzleştik. Hayatımızdaki birçok unsur internet ve teknolojiye muhtaç birer eyleme dönüştü. Eserle gerçek mekânda doğrudan etkileşimin yerini tutmayacağını düşünsek bile sürecin gerekliliklerine yönelik dönüşümümüz sayesinde sergi mekânının sınırlarını da oldukça genişletebildiğimizi gördük. Çağdaş Türk Sanatının önemli isimleri ve genç sanatçıları bir araya getirdiğimiz sergimizi de bu sınırları olmayan mekânda ağırlıyoruz.
Katılım gösteren bütün sanatçılara, bize gereken bütün desteği sağlayan Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Akın Levent ve Atatürk Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Ömer Çomaklı’ya ve destek veren ekibime sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Serginin, dilin ve imgenin birlikteliği ile çözümlemeye çalıştığımız 2020 dünyasına yönelik, doğru ve güçlü çözümlemeler gösterebilmesini ve daha geniş kapsamlı sanat etkinliklerine evirilmesini umut ediyorum.
Küratör
Evren Kavukcu