YENİ(k) BİR  DÜNYA

Hatice Doğan

  Birdenbire kendimizi içinde ve aynı anda dışında bulduğumuz bu “yeni” dünya bizim bildiğimiz dünya değil. Dokunmanın yasak olduğu bir dünya. Dokunmanın korkunç olduğu. Sana çok yakın olan artık olabildiğince uzak: “lütfen bana yaklaşma!”…. Birbirimize yaklaşmanın yeni yollarını aradığımız bir dünya. Sadece bir ekrandan dünyaya bakabildiğimiz ve sadece ekrana dokunabildiğimiz bir dünya.

    Burası, içinde güvende hissedemediğimiz, kendimizle ve hayatla ilgili bütün ön kabullerimizi, inançlarımızı, beklentilerimizi boşa çıkaran, sarsan bir yer artık. Bu “yer” bazı insanlar için varoluşlarından beri böyle tedirgin ediciydi. Hep dışında bırakıldıkları, kabullenilmedikleri, bir “virüs” gibi, korunulmak için uzak durulması gereken bir beden haline getirildikleri yerdi.  Salgından önce dokunabiliyor muyduk O’na? Bizim gibi olmayana, yabancı olana, dışarıdan olana, her an bize bulaşabilecek, zarar verebilecek olana, yaklaşabiliyor muyduk?  Dışarıdan gelen “diğerine” karşı kapılarımızı açabiliyor muyduk?

Ben ‘ben’den olmayanı, dışarıdan bana geleni reddederim, sistemimden uzaklaştırırım. O’nu dışarda bırakmanın yeni yollarını bulurum. Çünkü O’na karşı bağışıklık kazanmalıyım. Böylece yüzünü kapatırım, O’nu o yapan şeyi, ifadesini yok ederim, yalnızca gözleri görünür kalır bana ama yalnızca gözlerine bakamam. Gözlerine bakabilsem belki benden çok uzak, çok başka olmadığını görebilirdim.

  Şimdi bu yeni dünyada, ben, diğerinin gözlerine bakabiliyorum. Bakabileceğim tek yer olduğu için. Ve birinin sadece gözlerine bakabilmenin garip bir yakınlığı, herkesi eşitleyen bir yanı var.

   Şimdi artık hayatta kalmak derdine düştüğüm bu yeni ve yenilmiş dünyada, dışımda kalan herkese bu yakınlıkla ve bu eşitlikle bakabilmeliyim. Çünkü kendi var oluşunun sonuna yakın olma, yok olma korkusunun da herkesi birleştiren, eşitleyen bir yanı var.

Hatice Doğan
“Yeni(k) Dünya”
2020
30 cm x 24 cm
Karışık Malzeme.

%d blogcu bunu beğendi: