Erol Kılıç

 

 

 

 

 

“Soyut Kompozisyon”
70×70 cm
Akrilik
2020

    I   

 

Mektup

 

BEN KADINIM… Hani “Adı yok !” deyip bir türlü adını koyamadığımız KADIN! Doğduğu andan itibaren varlık mücadelesi verip babasının yüzünü güldüremeyen, kız torunlarını yok sayıp “Oğlumun evladı da yok ”diye hayıflanan babaannelerin yükünü sırtlanan KADIN… Yıllarca “Kız kısmı okur mu?“ deyip cehalete mahkûm edilen , “Ele gidecek nasıl olsa !“ diye her şeyden yoksun bırakılan, yok sayılan KADIN… Evlenince de “Kaşık düşmanı“ sayılıp lokmaları boğazında düğümlenen KADIN… Varlığında kıymeti bilinmeyen, ne fedakârlık yaparsa yapsın sadece onun görevi sayılan, asla takdir edilmeyen KADIN! “Kocam beni sağ sever, komşum beni var sever !“ der azıcık sitemli. BEN KADINIM… Yıllarca sevmek adına hakkı olmadı. Kime verdilerse razı oldu. Dedesi yaşındaki adamlara çocuk gelinler armağan edildi. Neye layık görüldüyse sesi çıkmadı. Şiddet gördü “Kocandır, sever de döver de!” denildi. Taciz edildi, tecavüze uğradı, “Kancık kuyruk sallamazsa, erkek dolanmaz ” denildi de faili meçhullere kurban oldu.
BİZ KADINIZ… Cehaletini, çaresizliğini, eziyete maruz kalışını, susarak ” kader” diye kabullenen annelerin kızlarıyız biz. Çocukluğumuzdan kalan derin can kırıklarıyla dolu yüreklerimiz. Ne zaman aciz, çaresiz bir kadın görsek kanar yaralarımız. Hangi çağda yaşarsak yaşayalım zulümler izin vermez yaralarımızın kabuk bağlamasına. O yüzden iç kanamalarımız hiç kesilmez. Onun için bu kadar protest ruhluyuz, çünkü güçlüyüz. BİZ KADINIZ… Kader diye üstümüze biçilen elbiseye isyanımız. Pes etmedik, cehaletle mücadele ettik. Mahalle baskıları bizi yıldırmadı. Büyüdük, olgunlaştık, “Ya hocaya, ya kocaya!” dediklerinde okula koştuk. İdeallerimiz, geleceğimiz uğruna deli dolu yüreklerimizi titreten sevdalarımızdan vazgeçtik. Okullarımızdan uzaklaştırıldık kimi zaman, baş örtülü okuyamazsın dediler, bizi eve mahkûm etmek istediler. Yılmadık, yorulmadık. BİZ KADINIZ… Artık kapı arkalarında, perdelerin gerisinde değiliz. Biz her yerdeyiz. Ailenin, toplumun direğiyiz. Biz avukatız, hakimiz, savcıyız. Biz sanatçıyız atölyelerde. Biz halı, kilim tezgâhındayız. Duygularımızı dökeriz motiflere. Biz doktoruz, hemşireyiz, laborantız. Şifa dağıtırız. Biz öğretmeniz, gelecek nesiller bizim elimizde şekillenir. Geleceğimizi inşa ederiz. Biz bilim insanıyız, akademisyeniz. Askeriz, polisiz. Biz mühendis, biz iş kadınıyız. Biz tarlalarda, plazalarda, lokantalarda, mağazalarda, kuaförlerde, güzellik salonlarında, biz çarşıda, pazardayız. BİZ KADINIZ… Biz her şeyiz. Ebeveynlerimize evlat, evlatlarımıza anne, kocamıza eş, sevgili… Evinin hanımı, evinin aşçısı, evinin terzisi, kuaförü… Biz arkadaş, dert ortağı hatta terapist. Günde on sekiz saat çalışıp evine, işine, çocuklarına, kocasına da yetmesini bileniz.
BİZ KADINIZ! Bir değil binlerce adımız var bizim. Her şeye rağmen var olmayı başarmış, ayağa kalkmışız. Geleceğimizi güzelleştirmek adına varlığımızla buradayız. Daha adaletli, daha vicdanlı, daha insani, daha sağlıklı bir DÜNYA için BİZ VARIZ! BİZ KADINIZ !…

Erol KILIÇ

 

 

Erol Kılıç
Özgeçmiş

1985 Uludağ Üniversitesi’nden mezun oldu. 1991’de Yüksek Lisansını, 1992’de Sanatta Yeterlilik ve 2000’de Doktorasını tamamladı. 2008’de Doçent, 2017’de profesör oldu. Atatürk Üniversitesi (1991-2003), Akdeniz Üniversitesi (2003-2017) ve İstanbul Gelişim Üniversitesinde (2017-2019) çalıştı.  Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde görevine devam etmektedir. Ulusal ve uluslararası pek çok sergi, çalıştay ve festivallere katıldı. Çok sayıda müze ve koleksiyonlarda eserleri bulunmaktadır.

 Geleneğin bütün plastik formlarının yapıtlarında hissedildiği sanatçı, yeni çağdaş yaratımların deneysel arayışlarının da peşindedir. Ödülleri de bulunan sanatçı İstanbul ve Antalya’daki atölyelerinde çalışmalarına devam etmektedir.

 

 

%d blogcu bunu beğendi: