Merhaba Yeni Dünya
Yıllardır var olan dünya ne kadar da yorgun düştün. Neler gördün ve ne insanlarla tanıştın sen aslında yıllardır yorgundun ama bu son direnişin hiç bu kadar etkili olmamıştı. Evet covit 19 dan bahsediyorum. Hani şu milyonlarca insanın etkilemesi ve neredeyse bütün ülkelerdeki insanları evlerine kapatan( doğru deyimle evlerine hapseden desek daha yerinde olacak ). Bu salgın neden başladı diye soracak olursan üzerinde yaşayan milyarlarca insanın yiyecek arayışı ve doğaya olan tahribat, sen zaten bütün olanı biteni biliyorsun. Asıl meseleye gelelim bundan sonra ne olacağı. Bilinmezlik… Bencillik, daha çok içimize dönmek, sadeleşmek ama bir yandan yalnız kalmanın verdiği acemiliği yaşamak. Bütün o hayat koşuşturmasının bir an olsa bile durması, doğaya verdiğimiz tahribatın biz evlerimizdeyken doğanın geri alması… Sanal olarak her şeye ulaşmanın verdiği doyumsuz haz, her şeyin hızlı ve imkanlı olması, teknolojinin bu fiber hıza doğru evrilmesi, hayatın salgından dolayı yavaşlaması ama teknolojiden dolayı da hızlanması biz insanlar üzerinde inanılmaz bir paradoks içinde olmasına sebep oluyor. Bir yandan yavaşlamayı öğrenirken bir yandan da hızı ve sabırsızlığı öğrenir olduk. Yeni dünya ile oluşan sanatsal bağlamdaki değişiklik sanatın da ulaşılabilirliği adına büyük fark yarattı. Sanal ortamda sanal galeri mantığını öğrenir olduk. Hatta uygular olduk. Sanat kendine sanal ulaşılabilirlikte en uygun yeri bulma arayışı içerisinde. Peki yeni dünya simgesel bir düzenin somutlaşması mıdır yoksa aykırılığı mıdır? Ya simgesel düzenin kendisi o sanal evrenin tam da tarihsel karşılığıysa… Bu farkı oluşturan ve bunlara sebep olan bizlerin yeni yarattığı sanal evren mi? Sorular ve sorunlar içerisinde kaybolduğumuz yeni dünyaya bizler sebep olduk.
2020
Alev Karakuzu